İÇİNDEKİLER
TAKDİM | 9 |
NECİP FAZIL ve BÜYÜK DOĞU | 11 |
Giriş | 11 |
Bidayeti | 12 |
DÖRT MERHALE | 13 |
Koşulsuz İman | 13 |
Saf Tefekkür | 15 |
Salih Amel | 16 |
Şuur | 16 |
TARİHİ SÜREÇ | 18 |
Necip Fazıl ve Abdulhakîm Arvasî | 23 |
BÜYÜK DOĞU’YA DOĞRU | 27 |
BÜYÜK DOĞU | 28 |
Şâirliği | 31 |
Tiyatroculuğu | 34 |
Aksiyonu | 37 |
Müdâfaaları | 39 |
İslâm Telakkisi | 42 |
Milliyetçiliğe Bakışı | 45 |
Hulâsa | 47 |
BÜYÜK DOĞU ÇAĞINA DOĞRU | 50 |
Doğuşu | 51 |
İslâm’ın Gelecek Tasavvuru | 52 |
Müceddidiyye’nin Fikir ve Hareket Şubesi | 53 |
Büyük Doğu ve İslâmî Hareketler | 53 |
İslâm Asıl, İdeolojiler İzafî | 54 |
Başyücelik Devlet Tasavvuru | 55 |
İslâm ve Batı Tefekkürü | 61 |
Hesaplaşma | 62 |
İşte İz, Geliniz! | 63 |
Hulâsa | 65 |
HERŞEY SADECE İSLÂM’DA | 67 |
İslâm’ı İslâm’la Anlamak | 68 |
Güneş Yenilenmez | 69 |
Batı’nın Kıymet Ölçüsü | 73 |
BİR DAVA ATLASI ve DÜŞÜNCE SİSTEMİ | 73 |
Medeniyet Savaşçıları | 74 |
Büyük Doğu’nun Etkisi | 75 |
HA TÜFEĞİ OLMAYAN ASKER, | 76 |
Hesaplaşma | 80 |
Muhalif Dil | 82 |
Vasiyyet | 83 |
BÜYÜK DOĞU DAVASI’NIN HÜLÂSASI: | 83 |
“NE MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE!” | 84 |
KÂİNAT’IN SAHİBİ’NİN ÖNÜNDE DİZE GELİŞ HÂLİ: NAMAZ ve NECİP FAZIL | 88 |
Diz Çök Ey Zorlu Nefis! | 88 |
Ver Cüceye Onun Olsun Şâirlik | 91 |
Mukaddes Eşiğin Süpürücüsü | 91 |
İthamlar | 92 |
Remel Yürüyüşü | 93 |
Hiçbir Anestezi Namaz Gibi | 94 |
Hanımının Namaz Şehadeti | 96 |
Kaza Namazlarını Kılış Sistemi | 97 |
Hulâsa | 98 |
ŞUURDAN ŞİİRE NECİP FAZIL; | 99 |
İDEALDEN ÜTOPYAYA NAZIM HİKMET | 101 |
Cemâdâttan Cemaate, İhtilaftan Rahmete | 102 |
Allah Rasûlü’nün | 102 |
İlim ve Fikir Vadisi | 103 |
Necip Fazıl | 103 |
Zikir Seslerinden İnkar Naralarına | 103 |
Nazım Gizlese de Kelimeler İtiraf Eder | 105 |
Şiir ve Şuur | 106 |
Komünizma: 25 Kuruş | 107 |
Biri Büyük Mukallit, | 108 |
“Şoförün Camiye Gittiğimizi | 110 |
Camiden Çıkınca | 112 |
BÜYÜK DOĞU KÜLLİYÂTI | 114 |
RAHLEMİZDE MUSHAF-I ŞERÎF, | 115 |
OMUZUMUZDA BUHÂRÎ, SIRT ÇANTAMIZDA | 119 |
İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ | 122 |
MİLLİ GÖRÜŞ ve BÜYÜK DOĞU: | 123 |
İKİ AYRI BAŞLIKTA TEK BİR MEDENİYET PROJESİ | 125 |
İdeolocya Örgüsü ve Adil Düzen | 126 |
İki Ulu Hoca | 126 |
İslâm’ın Fikir ve Siyaset Mümessilleri | 127 |
Yusuf’un Gömleği | 128 |
Kaba Softalar | 129 |
Büyük Ödev | 129 |
Ara Noktası | 130 |
Hoca ve İFAM | 130 |
Eritre’yi İstanbul Kadar Yakın Kılan Adam | 132 |
Yeniden Büyük Doğu ve Milli Görüş Çağı | 132 |
Son Söz | 133 |
SECCADESİNİ ALAN AĞA CAMİİ’NE GELSİN! | 134 |
Mâbedlerin Gurbeti | 135 |
Bir Yetîmu’l-Asr: Ağa Camii | 135 |
İki Ulu Hoca: Ali Haydar Efendi ve | 136 |
İstanbul’un Sahibi İslâm’dır | 137 |
İsmailağa Muhasarası | 137 |
Seccadesini Alan Ağa Camii’ne Koşsun! | 138 |
Ağa Camii’nde Secde-i Rahmân’a Varmak | 138 |
Ağa Camii’nde Dua | 140 |
BÜYÜK DOĞU | 141 |
Emir Eri | 141 |
Gökkubbeyi Dolduran Sadâ | 142 |
Azların Çoklara Galibiyeti | 143 |
Ebû Cehil Karargâhı | 144 |
Neden Bizde Kant Yok? | 145 |
Niçin Gazzâlî? | 146 |
Ne Süleymaniye Kaldı, ne de Beyazıt | 147 |
Üçüncü Sınıf Muharrirlerden Mukallitlere | 148 |
Avrupa’nın Beyaz Bedevileri | 149 |
Batı’nın Sihirlediği Akıllar | 149 |
Fetih Ufuklarındaki Dahi | 150 |
Sorular ve Sorunlar | 151 |
Batı Kimi Tatmin Eder?! | 153 |
Çare | 153 |
Meşşâîleri Nasıl Anlamalı?! | 154 |
Susturulan Ulemâ Adına | 155 |
Gazzâlî’nin İzinde Bir Mütefekkir | 156 |
Sidre-i Münteha | 157 |
Eyüp’te Akşam | 157 |
Altınla Yazılmaya Değer | 158 |
Sancak | 159 |
İstanbul’dan Bağlum’a | 159 |
Allah’a İtaat Etmeyene İtaat Edilmez | 160 |
İsim de Fikir de Ona Ait | 161 |
Ortak Mesuliyetimiz | 162 |
Temsil | 163 |
Ruh Planı | 163 |
Yine Büyük Doğu | 165 |
Şâir mi, Mütefekkir mi? | 166 |
Tiyatro | 167 |
Allah-u Ekber | 168 |
Ötelerden Habersiz Nizâma Lanet Olsun! | 169 |
Memuriyet mi, Ubudiyet mi?! | 170 |
Hakk’ın Müdâfaası | 170 |
İman ve Hareket | 173 |
Ya Hep,Ya Hiç! | 174 |
Felsefe: Sağlam ve Çürük Ceviz | 175 |
Neden Gitmedim? | 176 |
Had Bilmezler | 177 |
Seyyid Kutup | 178 |
Tanrı Dağı ve Hira-Nur | 180 |
Kardeşlerim! | 181 |
BÜYÜK ÇAĞINA DOĞRU- MUKADDİME
Allah demenin yasak olduğu bir zamanda “Allah-u Ekber” diyen bir dava adamıdır Üstad Necip Fazıl. Yürekten çıkan tekbîrin sarayları sarsıp, sütunları nasıl yerle bir edeceğini gösterdi. Konuştukça, yazdıkça Ebû Bekir karargahına şecaat, Ebû Cehil karargahına ise matem düştü. Mevzuyu hep en derinden ele aldı fakat herkesin anlayabileceği bir muhtevâda anlattı. Kafirlerle hesaplaştı, Müslümanlara da yeniden “Müslüman olunuz!” dedi. Dışarıda hep büyük adımlarla yürüdü, zindanda ise “Mehmed”e hürriyet mektupları yazdı. Ölmenin ya da dünyada kalmanın destanı etkilemeyeceğini, bu davanın şahısların varlığına bağlı olmadığını “Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir.” diyerek ilan etti.
Farklı zamanlarda, farklı vesilelerle kaleme alınan yazılardan ve bir tebliğ ile bir konferanstan oluşan bu kitap, Büyük Doğu’nun, İslâm’ı anlama ve ondan anlaşılanı hayata tatbik etme ameliyesi olduğunu ifade etmek için telif ve tedvin edilmiştir.
لا حول ولا قوة إلا بالله العلي العظيم
هذا رأيي ٬ والرأي يخطىئ ويصيب
İhsan ŞENOCAK